Kirlenmek Güzel Değildir

Uçsuz bucaksız, donmuş bir gölün kenarındaydı. Üşüyen ellerini cebine sokmak için sigarasını hızlı hızlı içiyordu. Her ne kadar soğuk olsa da bu manzara içini ısıtıyordu. En azından gürültüden ve yapaydan uzaktı. İnsanın huzuru bulması için başka ne gerekli ki?
Gürültüden ve yapaydan kaçamadıktan sonra bir zindandan başka neye benzer ki dünya?

İnsan değmediği sürece her kar beyazdır. İnsan doğal olanı yapaylaştırmak için dünyaya gelmiş. Ona sunulan her nimeti bozup, sonrada onu tekrar düzeltmek için başka şeyleri bozmakla görevlendirilmiş gibi. Aslında varoluşumuzun sebebi büyük ihtimalle bu ve bizi sona hazırlayan gerçeğin ta kendisi. Biz bir şeyler yaptıkça, dünya daha yaşanılmaz hale geliyor. Ta ki hiç yaşanılmayacak duruma gelene kadar devam edeceğiz.

Kurduğumuz binalar ve içindeki klimalar bizi kurtarmayacak. Bir yerden sonra her şey biraz yetersiz gelmeye başlayacak. Bir domino etkisi gibi insan ilk adımını attığından itibaren her şey birer birer bozulmaya başladı. Doğumundan itibaren bir bebeğin kendi içinde bozulmaya başlaması gibi.

Bu süreci tersine döndürmek ne yazık ki imkansız. Aynı insan gibi ne zaman bir şeylerin hesabını yapmaya başladık. İşte o günden beri gittikçe yapaylaşıyoruz. Ne bir bebek olacağız ne de bir çocuk. Yaşlı birer pislik olarak öleceğiz.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Multimedia Updates

Teşekkürler

Bizi takip edin.